15 Ağustos 2007 Çarşamba

S Harfi İle Başlayan Kız Bebek İsimleri

Saadet : Mutluluk
Sabah : gündüzün ilk saatleri, öğleye kadar olan vakit
Sabahat/Sebahat : Güzellik
Sabiha : Yüzen, yüzücü, güzel şirin, hoş
Sabite : Yerinde duran, kımıldamayan
Sabriye : Sabırlı, sabırla ilgili
Sacide : Secdeye varan, yere yüz süren
Safiye : Katıksız, katışıksız saf
Sahiba : Bir şeyi elde etmiş olan
Saime : Oruç tutan, oruçlu
Sakine : Oynamayan, kımıldamayan, durgun
Saliha : İyi, yarar, yetkili, hakkı olan
Salime : Eksiksiz, sağ, sağlam
Salkan : serin yellere karşı olan yer
Salkım : çoğunlukla bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş; Baklagillerden bir ağaç ve bunu çiçeği; sarkan şey, hevenk
Samime : Bir şeyin temeli, en köklü yeri
Sanal : herkesçe tanın, ünlen, ün al
Sanay : Ikircikli, kararsız, duraksayan; kuruntu, işkil
Sanem : Put, put kadar güzel, çok güzel
Saniye : Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi
Sargın : sarıcı, çekici, sevimli
Sarıçiçek : Artvin dolaylarında kız erkek birlikte oynanan bir halk dansı
Sarıgül : sarı renkte çiçek açan bir gül
Sarıgüzel : sarı renkte çiçek açan bir gül
Sarıyıldız : Çobanyıldızı, Çulpan , Çolpan, Zühre
Sarmaşık : koyu ve yeşil renkli ve değişik biçimde yaprakları olan, saplarından çıkan ek kökçükleriyle tırmanan, renkli çiçekleri olan bir bitki
Saygül : sayılasın ve gül gibi güzel olasın
Seber : dost, arkadaş
Seçen : seçme işini yapan, bir şeyi seçen
Seçil : Beğenilen, seçilen
Seçilay : seçil ve Ay gibi güzel ol
Seçkin : seçilerek en iyi diye ayrılmış olan; benzerleri içinde niteliklerinin Üstünlüğüyle göze çarpan, üstün
Seçmen : beğenen, seçen, seçimde oy verme hakkı olan kimse
Seda : Ses
Sedef : Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
Seden : (Sedan) sesin, seslenişin
Seher : Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an
Sel : sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşup önüne ne gelirse alıp götüren taşkın su
Selay : sel ayı, sellerin çok olduğu ilkyaz ayları
Selbi : bkz. Selvi
Selcan : Dede Korkut öykülerinde geçen bir ad
Selcen : bkz Selcan
Selçuk : Selçuk Türklerinin atası, Selçuk Sultan, Gazneliler çağında Türkmenleri bir araya getirip bir devlet kurmuştu. Daha sonra birçok kollara Ayrılan Selçuklular Anadolu'da da güçlü bir devlet kurmuştur
Selda : (Seldağ) Dağ seli, dağdan inensel
Seldağ : dağlardan akan sel, dağ seli
Selden : ("selden tutulmuş" anlamında) selin getirdiği
Selek : eliaçık, konuklarını iyi ağırlayan
Selen : Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen
Selgün : selin oluştuğu gün, sel günü
Selışık : sel gibi ışık, sel gibi akan ışık
Selışıl : sel gibi akan parıltı, selin ışılı
Selışın : sel gibi akan ışın
Selin : öğünç, sevinçSelma : Doğru ve iyi yolda, selamette olma
Selok : Sel gibi akan ok.
Selvi : kış yaz yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, servi selbi
Selvican : servi gibi güzel kimse
Sema : Gökyüzü
Semahat : Cömertlik, el açıklığı
Semiha : Cömert gönüllü, eli bol
Semiramis : Asur kraliçesinin adı
Semra : Esmer
Senay : Ay gibisin sen anlamında
Senbul : sen ara ve bul
Senem : Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı (Arapçada) put; kendisine tapılacak denli güzel olan kadın, sevgili, güzel
Sengül : gül sensin, sen gülsün
Seniha : Yüce, yüksek
Sepin : gelin için hazırlanan her türlü eşya, çeyiz, sepi, dğünde geline verilen armağan
Serap : Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı
Seren : gemi direği uzun ağaç, "sermek" eylemini yapan
Serin : ılık ile soğuk arası, az soğuk, serinlik veren
Serpil : geliş ve büyü, boylan, boy at; ince ince savrularak yağ
Serpin : sert yelle savrulan yağmur, dolu
Sertap (b) : Ser +Tab Pırıltılı baş, ışıltılarınbaşı
Servi : kış yaz yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, selbi, selvi, Uzun boylu ve güzel kadın
Seval : beğen, sev, ve al, al ve sev
Sevda : Aşk, sevgi, tutku tutkunluk
Sevdeğer : "sev, o senin sevgine değer"
Sevdiye : sevesin diye
Sevecan : "can seni seve"
Sevecen : acıyarak, koruyarak seven, sevgi dolu
Seven : sevmiş olan, sevdaya tutulmuş, sevgi duyan
Sevenay : sevdaya tutulmuş olan Ay
Sevencan : Sevdaya tutulmuş olan can.
Sevengül : sevdaya tutulmuş olan gül
Sevengün : sevdaya tutulmuş olan Güneş
Sevgen : sevgi dolu, sevecen, sevmeye yatkın
Sevgi : Aşk, sevme duygusu
Sevgim : benim olan sevgi, aşkım
Sevgin : seven, sevgiye düşkün
Sevgül : sevginin gülüsün
Sevgün : sevilen günsün
Sevi : aşırı sevgi ve bağlılık duygusu
Sevil : "kendini sevdir" sevgiye yaraşır ol
Sevilay : sevilen Ay'sın
Sevim : Birine yakınlık duymak, sempati
Sevin : ("sevinmek"ten buyruk) sevinç duy, neşelen coş
Sevinç : istenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku
Sevindal : dal gibi olduğun için sevinesin
Sevingül : "sevinmek" ve "gülmek"ten buyruk hem sevin hem gül
Sevkal : sev ve kal, sev ve sevdiğin yerde kal
Sevsay : sev ve say
Sevsen : "keşke sevmiş olsan"
Sevsevil : sev ve sevil, hem sev hem de sevil
Sevtap : Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan
Seyhan : Adana kentinin içinden geçip Akdeniz'e dökülen, Çukurova'ya bereket getiren ırmak
Seyyal : Akışkan, sıvı, yerinde duramayan
Sezal : sez ve al
Sezan : sez ve an
Sezay : sez ve Ay gibi güzel olan
Sezek : sezebilen, sezen, duyumsayan
Sezen : açık bir kanıt olmadığı halde olmuş ya da olcak bir şeyi kestiren, duyumsayan
Sezer : Olacak bir şeyi önceden duyumsar, bir şeyin olacağını önceden kestirir
Sezgen : sezen, sezgisi olan, sezme yeteneği olan
Sezgi : aklın yardımı olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya Kavranması; bir şeyi önceden bilme, duyumsama yeteneği, sezme yeteneği, seziş
Sezgin : sezen, sezgisi olan, sezme yeteneği olan, sezgen, duyumsayan, sezici
Sezginay : sezme yeteneği olan Ay
Sezin : sezinleme işi, sezme
Seziş : sezme yolu, sezme biçimi, sezme
Sezmen : sezen kimse
Sıcak : Sıcakkanlı, cana yakın
Sıdıka : Çok içten ve doğru kimse
Sıla : Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer
Sırma : Altın yaldızlı, ya da yaldızsızince gümüş tel
Sibel : Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
Simge : Alamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge
Sinem : Benim tenim, benim vücudum, göğsüm
Solmaz : Güzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan
Sonat : Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
Sonay : yılın son ayı (bu ayda doğan çocuklara konur)
Songül : (doğan son çocuğa konur) güllerin sonuncusu
Songün : günlerin sonucusu
Songür : sonu bol ve güçlü, sonu gür
Sonnur : Son ışık
Sonuç : bir olayın doğurduğu başka bir olay ya da durum, sonda ortaya çıkan
Soydan : Iyi bir aileden gelen, soylu
Sönmez : sürekli olarak yanar durur
Sönmezay : Sürekli olarak ışık saçan Ay.
Sözen : Iyi söz söyleyen, iyi konuşan
Su : canlıların yaşamı için çok gerekli olan, rengi kokusu, tadı olmayan sıvı
Suat : Mutlu, mutlulukla ilgili
Sultan : Hükümdar ailesinden, anne, kızkardeş
Suna : bir sülün türü, bir tür sülün, yaban ördeği
Sunal : al ve sun, hem sun hem al
Sunam : "benim sülünüm, benim yaban ördeğim, benim sunam
Sunar : saygıyla verir, takdim eder
Sunay : Ay sun, ay ışığı sun
Sunu : armağan, birine sunulan şey, geline verilen armağan
Suzan : Adak ayı
Sühandan : Güzel konuşan
Süheyla : Güney yönünde görünen parlak yıldızlar
Sülün : uzun kuyruklu, büyük boylu, süslü, güzel bir kuş, boyu posu yerinde olan, çok güzel
Sümer : Mezopotamya'nın güneyinde devlet kuran, çivi yazısını bulan ve Ve kullanan bir Türk budunu
Sümeray : Sümerlerin ayı
Süren : yetişip ortaya çıkan, sürüp giden, olagelen
Süzülay : gökteki Ay gibi süzül